3 Mayıs 2010

Kurbağalar


Kurbağa Familyası:
Kara kurbağasıgiller (Bufonidae) Su kurbağasıgiller (Ranidae). Yaşadığı yerler: Suda, karada ve ağaçlarda. Avustralya ve çevre adaları hariç, bütün dünyaya yayılmışlardır. Özellikleri: Vücutları çıplak ve tıknazdır. Kuyrukları yoktur. Uzun arka bacakları sıçramaya elverişlidir. Erginleri akciğer, larvaları solungaç solunumu yapar. Ömrü: 10–40 yıl. Çeşitleri: 2000 kadar türü bilinmektedir. Su kurbağası, kara kurbağası, göl kurbağası, ağaç kurbağası, petekli kurbağa, Amer…
Kurbağa, iki yaşamlılar (Amphibia) sınıfındaki türlerin %88’ini ve Anura takımını oluşturan hayvanlardır. Anura, Yunancadaki “yokluk” ön eki olan “an-” ile yine Yunancada “kuyruk” anlamına gelen “oura” sözcüklerinden türetilmiş bir terimdir ve “kuyruksuz” demektir. Familyası: Kara kurbağasıgiller (Bufonidae) Su kurbağasıgiller (Ranidae). Yaşadığı yerler: Suda, karada ve ağaçlarda. Avustralya ve çevre adaları hariç, bütün dünyaya yayılmışlardır. Özellikleri: Vücutları çıplak ve tıknazdır. Kuyrukları yoktur. Uzun arka bacakları sıçramaya elverişlidir. Erginleri akciğer, larvaları solungaç solunumu yapar. Ömrü: 10–40 yıl. Çeşitleri: 2000 kadar türü bilinmektedir.

Yunan dili. 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir. Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır. Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır. Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan’da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir.

Su kurbağası, kara kurbağası, göl kurbağası, ağaç kurbağası,

Petekli kurbağa, Amerikan öküz kurbağası ünlü türleridir.

Vücudu sıçramaya elverişli kuyruksuz amfibyumlara verilen genel ad. Amfibyum, suda ve karada yaşayan demektir. Üçgen biçimli kafaları, patlak gözleri vardır. Çoğunun üst çeneleri dişlidir. Ön bacakları 4, arka bacakları 5 parmaklıdır. Çoğunlukla suda yaşayan türleri vardır. Boyları genellikle 7–15 cm arasında değişir. Burun delikleri çok öndedir ve bunları zar gibi bir kapakla istediği zaman kapatabilirler. Ucu yapışkan dilleri uzun ve geriye doğru kıvrıktır. İleriye hızla fırlatarak böcek avlarlar. Deri solunumları güçlüdür.

Başlarının yanlarında balon gibi şişen ses keseleri vardır. Kurbağalar böcek, solucan ve sümüklü böcekleri severek yerler. Kurbağalar işitmede en duyarlı canlılardandır. İşitme duyuları görme duyularından çok daha hassastır. Dış kulakları bulunmaz. Ancak hareket eden avlarını fark ederler. İnce ve çıplak derilerinde müküs ve zehir bezleri vardır. Müküs yapışkan bir sıvıdır. Vücudu su kaybına karşı korur. Derilerindeki zehir tahriş edicidir. Tehlike anında suya dalarlar. Kara kurbağaları gündüzleri gizlenir, gece avlanmaya çıkarlar.


Erişkin kurbağaların hepsi akciğerleriyle solur ve suda yumurtlar. Nadir bazı türler yumurtalarını vücutları üzerinde taşır. Yumurtadan çıkan siyah renkli ve kuyruklu larvalarına “tetari” veya “iribaş” denir. Solungaç solunumu yapar, sudaki küçük bitki ve böceklerle beslenirler. Kendilerinden küçük tetarileri de yerler. Gelişme devrelerinde önce arka ayaklar, sonra ön ayaklar belirir. Kan dolaşımları balıklara çok benzer. Akciğerler gelişince solungaçlar kaybolur. Daha sonra kuyruk da körelir. Sudan karaya sıçrayarak barınacak yer ararlar. Üç yılda erginleşirler. Renkleri yaşadıkları çevrelere uygundur. Renk değiştirenleri de vardır. Ağaç kurbağaları yeşil renkli olduğundan düşmanları tarafından fark edilmezler. Ön ve arka ayakları arasında perde olanları ağaçtan yere planör uçuşu yaparak inerler. Yarı geçirgen derileri, yaprakların terleyerek çıkardığı suyu emer. Üreme dönemlerinde suya dönerler.

Afrika ve Güney Amerika’da yaşayan pipalar (petekli kurbağalar) suda beslenir. Dilleri ve göz kapakları yoktur. Erkek tarafından döllenen yumurtalar dişinin sırtındaki peteklere yerleştirilir. Kurbağa yavrusu tamamen gelişmiş olarak anasının sırtındaki odacığı terk eder.

“Rheobatrachus silus” kurbağa türü yavrularını midesinde geliştirir. Yumurtadan çıkmak üzere olan yavrularını yutar. Mide, besinleri barsağa iterek ifrazatını durdurur. Genişleyerek yavruların gelişmesi için emniyetli bir beşik olur. Kuluçka devresi tamamlanıncaya kadar iki ay hiçbir şey yemez. Genişleyen mide, akciğerlerin faaliyetlerini durdurunca, deri solunumuyla hayatını devam ettirir. Yumurtadan çıkan yavrular gelişimlerini tamamlayınca yemek borusundan tırmanarak ağızdan dışarı çıkarlar. Bundan sekiz gün sonra mide eski haline dönerek faaliyete başlar.

Karakurbağasıgiller (Bufonidae)
Bu familyaya giren 17 cinsin en yaygını Bufo cinsi olup 200’den fazla türü bulunmaktadır. Madagaskar ve Avustralya dışında bütün dünyada yaşamaktadır. Kara kurbağalarının kısa ve bodur gövdeleri, kuru ve siğil gibi kabarcıklarla kaplı derileri, diğer kurbağalardan ayırt edilmelerini sağlar.

Kara kurbağası saldırıya uğradığı zaman derisindeki siğillerle korunur. Siğillerin herbirinden salgılanan süte benzer bir sıvı, düşmanın mukoza zarlarını tahriş eder. Fakat bu zehirin her düşmanına karşı etkisi yoktur. Mesela yılan ve kuşlara bu zehirin tesiri olmaz. Kara kurbağaları geceleri dolaşırlar, gündüzleri ise duvar oyukları ve benzeri yerlerde gizlenirler. Geceleri hareket eden çeşitli küçük hayvanları yakalayarak beslenirler. Kara kurbağaları kış uykusuna yatmak için, tek tek veya gruplar halinde kendilerini toprağın gevşek yerlerine gömerler. Ormanlık bölgelerden daha ziyade açık yerlerde yaşarlar. Kalın derileri kuraklığa dayanıklıdır. Mart ayında kış uykusundan uyanırlar. Erkek kurbağalar su bulunan yerlere giderek, dişileri çeşitli sesler çıkararak çağırırlar. Her erkek sırtına bindiği dişiyi suya çeker. Suyun içinde dolanırlar. Dişi kurbağa bu sırada 4-5 bin yumurtadan meydana gelen 2-3 metre boyundaki yumurta zincirini bırakır. Erkek bunları suda döller. Bu iş saatlerce sürer. Yavrular, sıcak havalarda daha erken olmak üzere, 12 gün kadar sonra yumurtadan çıkar. Tetari denen bu larvalar siyah renkli ve bacaksızdır. Yassı kuyruklarıyla küçük bir balığı andırırlar. Küçük bitki ve su böcekleriyle beslenir, solungaç solunumu yaparlar. Gelişme süresi ısıya göre değişmektedir. Bu süre genellikle üç aydır. Gelişimlerinin sonunda akciğerler meydana gelir. Solungaçlar körelir. Kuyruk kaybolur. Karaya sıçrayarak yeni hayatlarına başlarlar. Karaya çıkınca uzun süre su kenarlarından ayrılmazlar. Suda ve karada avlanırlar. Sonra su kenarlarını terk ederek bahçelerde barınacak yer aramaya çıkarlar. Üçüncü yıla girerken erginleşirler. Üremek için tekrar suya dönerler.

Karakurbağaları genelde sevimsiz canlılar olarak tanınırlar. Aslında böcek ve sinekleri yediklerinden insanlara faydalı hayvanlardır. En çok bilinen kara kurbağaları: adi kara kurbağası, Karolina kara kurbağası, dev kara kurbağasıdır.

Su kurbağasıgiller (Ranidae)
Bu familyanın en kalabalık cinsi Rana’dır. Güney Amerika’nın güneyi, Güney ve Orta Avustralya, Yeni Zelanda ve Polinezya’nın doğusu dışında dünyanın her yerinde yaşar. 200 kadar türü vardır. Su kurbağaları zayıf, çevik, sivri başlı ve patlak gözlüdürler. Bu kurbağaların arka bacakları uzun ve parmakları perdelidir. Derileri pürüzsüz ve genelde kahverengi ve yeşildir. Daha çok çayırlık bölgelerde ve nemli arazilerde yaşarlar. Renklerinin kahverengi ve yeşil olması kolaylıkla gizlenmelerini sağlar. Su kurbağaları nemli ve geçirgen bir deriye sahip olduklarından, nemli yerlerde ve tatlı sularda yaşayabilirler. Bütün dünyaya yayılmış olan su kurbağalarının anavatanı Afrika’dır.

Su kurbağalarının üremesi kara kurbağalarına benzer. Dişi kurbağa binlerce yumurtasını suya bıraktığı sırada erkek bunları döller. Yumurtalarının her biri jelatinimsi bir kapsülle kaplıdır. Dibe çöken yumurtaların jelatinsi örtülerine çöpler yapışarak bunları gizler. Yedi gün sonra yavrular bu kapsülü delerek çıkarlar. Yavaş yavaş büyüyen yavrular buldukları besine göre 1-2 sene içinde gelişimlerini tamamlarlar.

Kış uykusunu yalnız veya gruplar halinde çamur ve bataklıklara gömülmüş bir halde geçirirler.

En çok bilinen su kurbağası türleri; yeşil su kurbağası, çayır kurbağası ve göl kurbağasıdır.
Paylaş:

Leave a comment

Size nasıl yardımcı olabiliriz?